Monday, November 06, 2006

kiracılığın gözü kör olsun inşaaallahhhh!

bugün çok sayın bucu hanım blogunda bazı testler yapmış. ben de yaptım. şimdi sonuçları veriyorum ehehenm:

What mental disorder do you have?
Your Result: Paranoia

You are constantly thinking about what others may be saying about you behind your back. You may also feel people have conspiracies against you, or they are out to get you. In crowds you may feel like everybody is watching to closely.

ADD (Attention Deficit Disorder)
Manic Depressive
GAD (Generalized Anxiety Disorder)
OCD (Obsessive Compulsive Disorder)
What mental disorder do you have?

evet, biraz dikkat problemlerim varmış, biraz da manik depresifmişim fekat beni açıklayan en bi güzel kelime "paranoyak"mış efendim. şimdi bunun sinemayla dahası kiracılıkla ne alakası var? demeyin. beni dinleyin. yukarda linkini verdiğim testi yapınız. eğer sizin sonucunuz da paranoyak çıkar iseeeeeeee, birazdan tanıtacağım filmi çok seveceksiniz demektir.

söz konusu film, 1976 yapımı ve roman polanski'ye ait. "le locataire" ya da ingilizce adıyla "the tenant" veyahut türkçe mealiylen "kiracı".


işte buraya da eşşek kadar bir afişini koyaraktan filmi tanıtmaya başlıyorum. esasında, fransız illüstratör, ressam, yazar ve film yapımcısı roland topor'un 1964 tarihli romanı Le Locataire Chimérique'den uyarlanmış bu film.
polanski'nin şizofreni ve (buraya dikkat lütfen!) paranoya ekseni etrafından dönen ve bir üçleme olarak kabul edilen filmlerinin [repulsion(1965), rosemary's baby(1968) ve the tenant(1976)]
son ayağı.
ve de bu üçleme içinde benim en sevdiğim olur.
konusu kabaca şöyle özetlenebilir: sessiz ve kendi halinde bir adam olan trelkovsky (bu rolde roman polanskinin kendisini izleriz), bir gün bi daire kiralar. ancak önceki kiracının intihar ettiğini öğrenmesiyle birden daireye ve komşularına bakışı değişir. yavaş yavaş önceki kiracıya dönüşmeye başladığını ve bütün komşuların da arkasından bişeyler çevirdiğini düşünmeye başlar.
yani adam resmen paranoyak şizofren.
o zaman neymiş? neden sevmişim ben bu filmi. ben de paranoyakmışım hafiften, ve kendimi trelkovsky'ylen özdeşleştirebilmişim. belki de ben trelkovsky'ymişim nihihohhahah...

hemen burda konuyu başka bir filme bağlamazsam çatlarım ki, oda 2004 yapımı brad anderson filmi "the machinist". orda da yine aynı şekilde christian bale'in canlandırdığı trevor reznik adlı adam, kendi dünyasında başka bir gerçeklik kurup, kendini bu gerçeğe inandırıyor ve de paranoyanın alasını yaşıyordu, izleyenler bilir.
nedir burda dikkatimizi çeken husus? karakterlerin isimlerindeki benzerlik: trelkovsky ve trevor. yaa ya değil mi? bir de karakterlerin geçirdiği tuhaf değişimler var. trelkovsky'nın yavaş yavaş bir kadına dönüşmesi ya da trevor'ın ölme noktasına gelecek kadar zayıflaması gibi. tuhaf şeyler bunnar.
son olarak derim ki, eğer the machinist'i sevdiyseniz, bir de the tenant'ı görün. neler kaçırdığınızı anlayın...
ne biliim?

2 comments:

Unknown said...

"the machinist" i ben sevmistim bunu da severim umarım izlersem :)

Neslihan said...

ancak şöle bişiy var. mesela machinist'te bulmacamsı, kafa karıştıran cici bazı ayrıntılar ve de sürpriz son vardı. the tenant'ta böyle şeyler yok. gayet rutin ve belki bazen sıkıcı gelebilcek bir avrupa filmi. ama izledikten sonra damakta bıraktığı tat, machiniste bin basar bence =)